Beslenme Uzmani olan annemizden bebeklerde balik tüketimi ile ilgili bilgiler:
Palamutta kahverengi etin özellikle bebeklere yedirilmesi gerekmektedir: Boy uzatiyor.
Mezgit, uskumru, palamut, dil baligi, torik ve kefal, somon yine bu
gruptaki baliklar ama cogu dip baligi oldugundan cok sik yedirmemekde
fayda var. Haftada 1 defa yeterli bile yeterli omega 3 acisindan ama istenilirse 2 defa da
verilebilir. 2 den fazlasi hangi balik olursa olsun agir metal acisindan riskli
oldugundan verilmemesi gerekmektedir. Dip baliklari yogun agir metal
icerirler ve son donem yapilan calismalar otuzmin temel nedeninin
bebeklik yada anne karninda fazlasiyla agir metale tabi kalmaktan
kaynaklandigindan yana. İlla olacak degil ama risk faktoru. Ben bunlarin
icinden palamutu tercih ediyorum. Torik zaten palamutun daha buyuk hali
ama palamut yag asitlerinden en zengin hali. Somon da yine tavsiye ettigim baliklardan. Boy uzatmasa da
fosfor acisindan zengin olan hamsiyi de miniklere bol bol yedirin. Beyin
gelisimi icin. Yine bulabilenlere ekim ayinda cikmaya baslar, zargana
fosfor acisindan en zengin baliklardandir. Nefis balik corbasi yapilir.
Balik Corbasi
Kilciksiz( fileto) baligini dograyip kaynatiyorum.
Bu arada icine patates ve havuc da atiyorum. Sonra ayri kapta cirptigim
limon ve yumurta ile terbiyeliyorum. Pismeye yakin ince kiyilmis
maydanozlari atiyorum. Deniyorum bazen oyle tuketiyor bazen de keyfi
olmuyor blenderdan geciriyorum. Biraz kivamli olsun dersen o limon ve
yumurtaya biraz un da ekleyebilirsin. Sevenler karabiber de koyabilir.
Damla'm uygulamali olarak nasil hamsi yenilecegini gosterir :)
7 Kasım 2012 Çarşamba
31 Ekim 2012 Çarşamba
Ufff Oldu!
Minik kızımın elini yaktım. Ah ne kadar çok dikkat etsem de bazen insanın bir anlık boşluğuna denk geliyor herhalde :( Sofraya koyduğum sıcak tavaya hangi ara uzandıysa ağlayarak mutfakta bana koştu. Annesinn bir tanesinin eli su topladı. Bu bebeklerin canlarının da hiç kıymeti yok, benim elim yansa birkaç gün kımıldatmazdım herhalde elimi :)
Bir de daha kırkı çıkmamışken minnağımın tırnağını keseyim derken parmğının ucunu kesmiştim. Ne yapalım azcık sakar bir annen var Damla...
Bir de daha kırkı çıkmamışken minnağımın tırnağını keseyim derken parmğının ucunu kesmiştim. Ne yapalım azcık sakar bir annen var Damla...
17 Eylül 2012 Pazartesi
Belgrad Ormanı'nda Kahvaltı
Duru güzeli ve ailesi ile birlikte Belgrad Ormanı'nda güzel bir kahvaltı-piknik yaptık. Damla ile bol bol yürüdük. Henüz sadece elimizden tutarak yürüse de her yere gitmek istiyor, bunun için de bizi çekiştirip duruyor :) Öğlen uykusunu da hamakta tamamladı küçük hanım. Dönüşte biraz trafik çilesi yaşasak da gerçekten güzel bir gün oldu.
İlk Montessori Aktivitemiz
Duru'nun blogundan bakarak ilk aktivitemizi gerçekleştirdik.
Aktivite için geniş delikli bir tuzluk bulunur ve çoçuk aktivite yapmak için çağrılır, eğer istemezse zorlanmaz. Önce tuzluk verdim, keşfetmesi için biraz zaman tanıdım. Sonra kürdanı nasıl delikten geçireceğini gösterdim. Birkaç kere elinden tutarak da gösterdim. Kürdanı her geçirdikten sonra sallayarak eğlendi, minik boncuğum. İlk denemede kürdanlari tek tek vermiştim, ikinci denemede ise kürdanları yere koydum, tek tek alarak tuzluktan geçirdi.
Boya, Boya, Her Yeri Boya
İşte bir hafta sonu çalışmamız daha. ELC den parmak boyası almıştım. Yere rulo kağıt döşeyip sanat çalışmamıza başladık. Parmak ile boya yaparız diye düşünürken Damla'm fırçayı tercih etti. Ben arada hatıra olarak kalması için Damla'mın, eşimin ve kendimin elini boyayıp resim kağıdına baskı yaptım. Tabi her yer boya oldu. Özellikle sarı boya zor çıkıyor, uyarayım :) Çalışmadan hemen sonraki durak banyo oldu.
Beslenmeye Devam
Minik kızım 3 Eylülde pipetle ayranını içti! Ah bu bıdıkların neyi ne zaman yapacakları kesinlikle bilinmiyor. Bir ay önce denemiştim pipeti, uzaylı gibi davranmıştı, kemirilecek yeni birşey olarak gördü. Ben de bir daha denemedim zamanı gelmedi diye. Pazartesi günü tekrar deneyeyim dedim, ohhh küçük hanım artık hazırmış, o kadar güzel içti ki, çok da hoşuna gitti. Artık dışarıda rahatlıkla meyve suyu / ayran içebilir.
Benim küçük hanımın sürekli damak zevki değişiyor bu arada :) Aylardır domatesi ağzına koymayan minnoş artık bir domates canavarı. Aydından gelen domates ve biberlere nasıl saldırdığına bir bakın :)
Yeme içmesi ile ilgili bir nokta da ek gıdaya geçtikten sonra herşeyi yiyen Damla'mın 1 yaşına girdikten sonra çok sevdiği şeyleri yemeyi reddetmesi oldu. Köfte,dolma hatta patates kızartmasını bile red etti. Varsa yoksa tarhana, yayla çorbası, süt, yoğurt, karpuz ve kavun. Bir yazı böyle geçirdik. 1 ayı geçgin böyle devam etti, şükür artık düzeldi. Tekrar hemen herşeyi yiyor benim minik oburum.
3 Eylül 2012 Pazartesi
Mekan Önerileri: Garden Et Lokantası
Mini Tekirdağ tatilimizden dönüşte Silivri Garden Et Lokantasına uğradık. Zaten düğün mekanı olarak da kullanılan bu lokanta gerçekten çok ferah bir ortam ve bebekli/çoçuklu aileler için çok ideal. Hem açık alanda hem de kapalı mekanda oyun alanı mevcut. Kapalı oyun alanı geniş, kocaman bir top havuzu var. Ayrıca salıncak ve kaydırak da mevcut.
Yemeklerine gelince tekirdağ köftesini yediğimizde, köfte için hiç de Tekirdağ'a gitmemize gerek olmadığını anlamıştık :) Ciğer yemeyen biri olarak ciğerine ise bayıldım. Yani lezzet olarak da kesinlikle tatmin edici bir mekan. Çalışanları da gayet güleryüzlüler.
Özetle bir bahane bulup da Silivreye bu lokantaya tekrar gidesim var. Tavsiye olunur.
http://www.gardenetlokantasi.com/
31 Ağustos 2012 Cuma
31 Ağustos Tatili
30 Ağustos'un perşembe gününe gelmesi sebebiyle, çalıştığım şirket Cuma gününü de zorunlu izin kullandırttı. Eşimin çalışması sebebiyle biz de Damla'mın cici ablası Duru ve annesiyle bir gezi planladık.
Beşiktaş iskelesinde buluşarak Ortaköy'e kadar yürüyerek gittik.
Ortaköy'de güvercinleri kovaladık, yemek yedik. Ve Damla'm ilk boğaz
turunu yaptı. İşte fotolar:
Yemek yerken masada Damla'nın resim çizdiği defter çok pratik birşey. Su ile resim yapıyor, hiç zararı yok hem hafif çantada ağırlık yapmıyor. Yemek yerken Damla'yı oyalamak için birebir. Bu resim defterini hediye eden Nefes'in annesi Esra teyzemize çok teşekkür ediyoruz. İşte oyuncağın linki: AquaDoodle
30 Ağustos 2012 Perşembe
İlk Adım Ayakkabımız
Bir aydır Damla'mın elinden tutarak yürüme çalışması yaptırıyorduk ama Damla pek istekli olmuyor hemen oturmak istiyordu. 30 Ağustos'ta ilk kez yürümek yürümek yürümek istedi. Tek elini veriyor ve ordan oraya yürümek istedi. Bunun üzerine artık sürekli ertelediğimiz ilk adım ayakkabısını alalım dedik. Ayakkabılarımızı halası aldı. Adidas'ın ilk adım ayakkabıları. Tabanı yumuşacık. Damla'm çok rahat etti ve alışveriş için gittiğimiz Marmara Forum'da hiç kucağa gelmedi ve yürüyerek dolaştı. Arabasına da binmek istemeyen minik kuzum arabasını kendi iterek dolaştı :)
29 Ağustos 2012 Çarşamba
Marmara Ereğlisi Kaçamağı
Bir blogda okuyarak Poyraz Butik Otele ve Marmara Ereğlisi'ne gitmeye karar verdik. Hem İstanbul'a yakın hem uzak, tam istediğim gibi.
Pazar günü otele vardık. Ufak bir mekan Poyraz Otel. Sahil kenarında yer alıyor. Oda - kahvaltı şeklinde çalışıyorlar. Bizim odamız ufaktı ama geniş ve çok güzel odaları olduğunu da gördüm. Bir daha gidersem kesinlikle o odalardan rezerve yapacağım. İlk gün hava çok güzeldi ancak pazar günü olması sebebiyle sahil çok kalabalıktı. Yine de denize girdik. Damla'nın havuzunu da götürmüştük. Otelin bahçesinde otururken Damla'da havuzunda oynadı. Otelin bir de yeni yavrulamış kedisi vardı. Damla'm bayıldı onlara, ilk gördüğünde sevinçle "dedi" diye çığlık attı.
İlk günün akşamında Marma Ereğlisi'nde Yengenin Yeri adlı restorana gittik. Yörenin adı duyulmuş mekanlarından. Lüks bir restoran değil ama lezzetli köfte yapıyorlar.
İkinci gün hava serinlemeye başlamıştı. Denize girmek için öğlen güneşini bekledik. Bu arada biraz hamak keyfi de yapmayı ihmal etmedik tabi. Akşamında bu sefer diğer ünlü bir mekan olan Ada Restoranda balık yedik. Damla'cık da balık yedi, annesini çok mutlu etti.
Üçüncü gün artık hava iyice kötüleşince hiç denize girmeye çalışmayalım dedik ve Tekirdağ köftesi yemeğe Tekirdağ'a gittik :) Yine oraların ünlü mekanlarından Özcanlar'da köftelerimizi de yedik. Dönüş yolunda Garden Et Lokantasına uğrayarak Damla Hn'ın arkadaşları tatlı Bahar ve Beren'i de görmeyi ihmal etmedik tabi.
Son olarak otel ile ilgili kısa bilgiler, gitmek isteyenler için: Poyraz Butik Otel'in web adresi: http://www.poyrazbutikotel.com/tr/index.html . Otelde açık mutfak da var. Normalde pişirmek yasak olsa da bebeklilere imtiyaz tanınıyor. Otelin tek eksik yanı kahvaltısı. Daha doyurucu bir kahvaltı verebilirler. Yine de İstanbul'a yakınlığı ile gidilesi bir mekan.
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Kaydırak Sevdamız
Aylar öncesinde basşladı Damla'yı kaydıraktan kaydırmaya çalışmamız. Hiç hoşlanmadı, birkaç kere ağlayarak rezil bile etti beni parklarda :) Derken bir gün 12 Ağustosta yine denedim ve sevinç çığlıkları attı. Tekrar tekrar hiç sıkılmadı sürekli kaydı. Birkaç haftadır da kaydırağın en altına koyuyordum, yukarı doğru emeklemesi için uğraşıyordum. Yine aynı gün kaydıraktan kaymaya bayılan kızım, kendi kendin kaydırağın tepesine emeklemeyi başardı. Videoda ufak kaydırağın tepesine çıkıyor, gün sonunda ise büyük kaydırağın tepesine emekleyerek tırmandı :)
İlk salıncağa binişimiz:
Artık ustayım:)
Kaydırağı sevdirmeye çalışıyoruz...
Anneyi Ne Kadar Çok Seviyorsun?
1 yaşına girdiğimizden itibaren artık pek çok şeyi taklit eder hale geldi, Eğer isterse gösterdiğim şeyi hemen öğrenip yapıyor. Artık kızım "Anneyi ne kadar çok seviyorsun?" diye sorduğumda kollarını yana açıyor. Ama hiç ayrım yapmıyor baba için de açıyor :)
Zaten birkaç haftadır, zıtlıklar şarkımızda yer alan Kapalı/Açık ifadelerini kollarını kapatıp açarak yapıyordu.
Benim minik akıllı bıdığım.
Bu arada bu şarkıyı da yazayim, fisherprice'in bir oyuncağında yer alıyor:
Zıtlıklar da ne komik
Kapalı ve açık
Aşağı ve yukarı
Merhaba, Hoşçakal
Şarkıyı söylerken hareketlerini de yapıyoruz, çok seviyor. İşte kapalıyı gösteren ve çirkin yapan Damla'm...
11 Haziran 2012 Pazartesi
Toplu Doğum Günü Kutlaması
Üyesi olduğum Ağustos Anneleri adlı grupta yavaş yavaş doğum günleri yaklaşırken acaba biraraya gelsek de toplu bir doğum günü kutlaması mı yapsak konusu açılmıştı. Ama 80 küsür kişilik bir grupta tabi ki herkesin isteği farklı oluyordu, yer / zaman konusunda bir türlü anlaşılamamıştı ta ki Yunanistan'da yaşayan arkadaşımızın Türkiye tatilinin tarihi belli olana kadar. Kızımın Gözde teyzesini bahane ederek toplu doğum günü için tarih ve yer belirledik ki kesinlikle kolay olmadı. Pasta siparişini ben vermiştim. Buluşmaya birkaç gün kala bile hala orda olmasın burda olsun diyenler vardi. Artık bir ara herhalde buluşamayacağız, koca pastayı ben yiyeceğim diye düşünmeye başlamıştım :) Neyse kararlanılan gün ve saatte Yıldız parkında buluştuk. Hem piknik hem de doğum günü kutlamasını gerçekleştirdik. İlk kez bu kadar kalabalık bir buluşma oldu. Herşey çok güzeldi, tekrar bu gruba girdiğime ve bu annelerle tanıştığıma çok sevindim.
Damla'm ilk kez bu kadar çok bebek arasındaydı. Yine huysuzluk yapmadı benim güzel kızım. Güzelcene oynadı. İşte fotolar:
26 Nisan 2012 Perşembe
Bursa Gezimiz
23 Nisan'da birkaç günlük tatili fırsat bilip Bursa'ya eşimin akrabalarını ziyarete gidelim dedik. Damla'yla ilk uzun yolculuğumuz olduğundan biraz endişeliydim açıkçası. Önceden Damla sıkılmadan gidebilmesi için yanıma değişik şeyler aldım: balonlar, poşetler, yırtması için kağıt, en sevdiği oyuncaklar atıştırtırmalıklar...
Arada bunalsa da fena geçmedi yolculuk.
Zaten ilgiye düşkün Damla'm Bursa'da çok mutlu oldu, herkes onunla ilgilendi. Hiç ağlamadı, herkesin kendisini sevmesine izin verdi. Gündüzleri yorulan kuzu geceleri de çok güzel uyudu, inanamadım :)
Bir de hazır Bursa'ya gitmişken Damla'mın arkadaşları ile de görüşelim dedik. Dört bebiş çok güzel pozlar verdiler.
11 Nisan 2012 Çarşamba
Ek Gıda Olayı
Şu an için ek gıdada çok rahatladık. Kızçeme hazırladığım şey çok lezzetsiz değilse yiyor ama başlangıcımız biraz zor oldu. Damla'nın isteklerine saygı göstererek ve sevdiği şeyleri vererek zorlu dönemi aşmayı başardık.
Doktorumuz 6 aylık olana kadar sadece anne sütü verilmesi taraftarıydı. Ancak 5.5 aylıkken Damla'm ateşlenip öksürünce kontrole götürdüğümüzde iki haftada sadece 50 gr aldığını gördük, böylelikle ek gıda serüvenimiz biraz erken başladı.
İlk sebzeden başlamamızı tavsiye etti dr. Ancak hastalığının da etkisiyle kızım ilk başlarda sebze yemeyi reddetti. Ben de meyve denedim ama cam rendede rendelenen meyve pütürlü olduğundan onu da sevmedi. Ben de kavanoz meyvesi verdim, severek yedi. En azından birşeyleri yiyor diye tabi çok sevindim. Sonrasında tekrar sebze verdim ama inatla benim hazırladığım sebzeleri yemiyordu ben de yine kavanoz havuc puresi verdim. Az da olsa yemeye başlamıştı, demek ki kızım hem biraz tatlı hem de pütürsüz yemek istiyordu. İlk kızımın yediği ve benim hazırladığım sebze balkabağıdır. Balkabağını haşlayıp tel süzgeçten geçirdim, sonrasında 1 çay kaşığı irmik katip 5 dk daha pişirdim. İçine devam sütü ve pekmez kattım. Bayılarak yedi :) Zamanla önce devam sütünü, sonra da pekmezi sebzeden çıkardım. Artık kızım sebzeyi yiyordu. Her türlü sebzeyi haşlayıp, içine irmik/pirinç/bulgur kattım. Piştikten sonra 1 çay kaşığı zeytinyağı ekleyip yedirdim.
7 aylık olduğumuzda menümüze kahvaltı ve et eklendi. Hem öğlen hem de akşam sebzelerine kuzu eti ya da kuzu kıyması eklemeye başladım. Arada kendi yemeklerimizden de tattırmaya başladım. Damağı ile çiğnediğini farkettiğimde yemeklerini daha pütürlü olarak vermeye başladım.
8 aylık olduğumuzda küçük kuzu artık sebze haşlaması yemek istemiyordu. Daha lezzetli şeyleri yemek ister oldu. Ben de küçük gurmeme kıymalı tarhana, ızgara köfte ve kabak dolması hazırlamaya başladım.
Senin o kaşığı gördüğünde açtığın ağzını yerim ben...
İlk Emekleme Çalışmaları
Minik kızçem artık yerinde durmuyor. Geri geri emekleyerek ve dönerek tüm odayı turluyor. Büyük bir merakla ileri emekleyeceği zamanı bekliyoruz :)
En sevdiği şeylerden biri ayakta durmak, henüz yürütme çalışmalarına başlamadık. Son birkaç gündür damağıyla ses çıkartıyor. En sevdiğimiz oyun ise "yakalayacağım seni". İşten eve gider gitmez üstüme atlıyor sonra da babaanneye bakıyor büyük bir sevinçle. Babaannesi yakalayacağım seni dedimi sevinç çığlıkları atarak bana sarılıyor. Güzel kuzum benim...
Hediyelerimiz
Bir şans eseri keşfettiğim Ağustos Anneleri 2011 grubu ile pek çok arkadaşım oldu. Grup ile dertlerimizi, sevinçlerimizi, her şeyi paylaşır oldum. Damla'mın da bir sürü arkadaşı ve teyzesi var artık. Yılbaşı çekilişi yaptık aramızda, biz Bursa'ya Zeynep Begüm'e aldık hediye, Bursa'dan Demir ve Gülşah teyzesinden de hediyemiz geldi. İşte hediyelerimiz:
Nazilli'den Selin teyzesi ve Atlas'da bir sürpriz yaparak bize hediye göndermişler.
Hepsine çok teşekkür ediyoruz.
26 Mart 2012 Pazartesi
Dişimiz Çıktı - Part II
Evet, minik kızım ne seçti? Yemeği seven kızım kepçeyi ve mor kolyeyi birlikte aldı. Yorumumuz hem becerikli olacak hem de kokoş benim minik kelebeğim.
23 Mart 2012 Cuma
Dişimiz Çıktı
Güzel kızımın dişi 6.5 aylıkken çıktı ama diş buğdayını yapana kadar attan iki dişi de çıktı. Arkadaşlarımı toplamaya çalırken süre biraz uzadı tabi :).
Duygu'nun kızı Duru güzeli ile de güzelce oynadı. Ablası kızıma oyuncaklarla nasıl oynamasını öğretmeye çalıştı. Birlikte öyle şeker gözüküyorlardı ki. İkisini de tam yemelik :)
Hazırlıklara haftalar öncesinden başladım. Daha önce kızımın kapı süsünü de hazırlattığım melegineli'nden diş şeklinde hediyelikler hazırlattım. Eminönünden süslemeler için alışveriş yaptım. Ama en çok zorlayan beni herhalde diş buğdayı kolyesini hazırlamak oldu. Ama sonuçta güzel bir parti olduğuna inanıyorum. Ben çok eğlendim. Umarım gelenler de eğlenmiştir.
Damla'm partisinde hiç mızmızlık yapmadı, halinden gayet mutluydu. Benim kızım ilgiyi seviyor galiba. İşte parti güzeli:
Duygu'nun kızı Duru güzeli ile de güzelce oynadı. Ablası kızıma oyuncaklarla nasıl oynamasını öğretmeye çalıştı. Birlikte öyle şeker gözüküyorlardı ki. İkisini de tam yemelik :)
Parti için Kamer teyzesi çok güzel ve lezzetli kurabiyeler hazırladı, teşekkür ediyoruz. Bu güzel çalışmalarının devamını bekliyoruz. Tatlı ve tuzlu kurabiyeleri diş şeklinde hazırlayınca pastayı yuvarlak hazırlattım. Diş buğdayı tahminimden daha lezzetliydi. Tarifi: Yarım kilo buğdayı üzerini geçecek kadar suyla tencerede 10 dk kaynattım. Sonra tencereyle beraber sararak bir gece beklettim. Ertesi gün yarım saat daha pişirdim. Hafif sulu olacak şekilde ayırarak içine pudra şekeri ve ceviz kattım. Nar ve renkli pasta şekeri ile süsledim.
16 Şubat 2012 Perşembe
14 Şubat : İlk Sevgililer Günü Kartı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)